Genç girişimci nitelikli dolandırıcı Mehmet Aydın, iş hayatına Bursa'da bir cafede bulaşıkçı olarak başladı, çıplak gösteren gözlük satmaya çalıştı. 2016 yılında kurduğu Çiftlik Bank ile Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük vurgunlarından birine imza attı. Kayıt dışı toplanan paralar ve resmi kurumlarca ölçülemeyen bitcoinler hariç belirlenen resmi rakam 1 milyar 140 milyon TL...
25 yaşındaki bir genç basit bir çiftlik oyunu ile bunu nasıl yaptı?
Mehmet Aydın'ın tabiriyle FarmVille benzeri oyunlardan esinlenerek hayata geçirdiği oyun, oynayanlara para kazandırması ile kısa sürede ses getirdi. Kıbrıs merkezli 10 bin TL sermayeli Fame Game şirketi tarafından basit arayüzü kolay erişimi ile keyifli bir oyun olarak piyasaya sürüldü. Ücretsiz üye olunması ve kısa sürede yüksek kazanç vaat etmesiyle bir yıl içerisinde yüz binlerce üyeye ulaştı.
Bursa, Manisa, Kırklareli, Sakarya ve Tekirdağ'da tesisler kuran Çiftlik Bank, Konya'da Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük süt ve besi çiftliğini kuracağını duyurdu. Yıllardır çözülemeyen et sorununa yerli ve milli bir çözüm üreteceğini iddia etti. Kendi tesislerinde kendi hayvanları ile Çiftlik Bank markalı et ve süt ürünlerinin üretimine başlayan firma, oluşturduğu bayi ağı ile son tüketiciye kadar ürünlerini ulaştırmaya başladı. Hızla büyüyen sistem ulusal kanallara kadar bir çok yerde sesini duyurarak güven kazandı. Bu oyunu diğer benzerlerinden ayıran en büyük özelliği ise gerçek ile entegre edilmiş olmasıydı. Çiftlik Bank; aldığı yatırımlar ile gerçek tesisler kurdu, hayvanlar satın aldı, kendi bayilerinde kendi markası ile ürünler satarak önce şirketine ardından oyun oynayan yatırımcılarına güven ve para kazandırmaya başladı. Buraya kadar her şey normaldi.
Oyunda her üyenin kendine ait bir çiftliği oluyordu, çiftliğine gerçek para ödeyerek hayvan alıyor ve sisteme yatırımcı olarak katılmış oluyordu. Çiftlik Bank, yatırımcılara herhangi bir sözleşme, taahhütname, teminat vermiyordu ancak belli bir miktar üstü yatırım yapanlar isterse hiç bir geçerliliği olmayan bir sözleşme kağıdı alabiliyordu. Oyunda ne kadar çok hayvanınız varsa kazanç o kadar yüksek oluyor, her gün her saat hatta her saniye hayvanlar üretiyor ve yatırımcılarda kazanıyordu. Çiftlik Bankın genel olarak vaat ettiği bir yıl sonunda parayı üçe katlamaktı, bu da kolay yoldan zengin olmak isteyen birçok kişiyi tuzağa düşürdü !
Üyelerine her yıl yatırımlarının iki - üç katını kazandırmayı vaat eden oyunun bu aşamaya gelmesi ve sürdürülebilirliği sağlaması için şirketin bu oranların çok daha üzerinde kazanç sağlaması gerekmekteydi. Peki bunu nasıl mümkün olabilirdi?
- Havuzda biriken nakit paranın gücüyle ciddi bir finans geliri elde elde ettiler, harici finansman giderlerinden kurtuldular,
- Arsa, hayvan, araç vb. demirbaşları nakit gücüyle daha uyguna alma imkanları vardı,
- %100 - 200 arasındaki kazanç, oyundaki maliyet ve kayıplardan dolayı bir yıl sonunda reel olarak %50 ile %100 arasında bir kâr olarak yansıyordu,
- Oyunu düzenli oynamadığınız takdirde kazancınız duruyordu. 1 yıl sonunda tüm oyuncular açısından kayıp, şirket açısından kazanç oluşuyordu,
- Saadet zinciri gibi bir yapıyı engellemek için yeterince tanındıktan sonra referans gelirlerini kaldırmışlardı,
- Kendi kurduğu bayi ağı sayesinde ekstra kazanç sağlamaya başladılar,
- Oyundaki kazancın %5'ini keserek kendi şarküteri ürünlerinde bir dönüşüm sağlamayı zorunlu kıldılar.
Tüm bu dahili ve harici ihtimallerin gerçekleşmesi durumunda bile Fame Game şirketi kârlılığını beklenilen seviyeye çıkarması ve sürdürebilirliğini sağlaması zor gözüküyordu. Mutlaka tüm ticari girişimlerde ve faaliyetlerde olduğu gibi Çiftlik Bank'ta da risk en başından beri vardı bu sisteme girenlerin bunu göze almaları gerekirdi ancak bu denli bir kazanç vaadinin mantık ve matematiğe aykırı olduğunu görmekte çok zor olmasa gerek. Çünkü burada asıl amaç ticaret değil, ponzi sistemi ile bir vurgun yapmaktı.
Çiftlik Bank kazandıkça reklam yaptı, daha çok para dağıttı, daha hızlı büyüdü. 100 bine yakını yatırımcı olmak üzere toplamda 400 bin üyeye ulaştı. Oysaki ortada sürüdürülebilir bir kazanç ya da ticaret yoktu, ondan alıp ona veren ponzi sistemi (saadet zinciri) bir yerde tıkanmaya mahkumdu. Resmi rakamlara göre 1 Milyar 140 milyon TL toplandı. İş bu kadar büyünce medya üzerine gitti, savcılık soruşturma başlattı. Çiftlik Bank ise boş durmadı, bize güvenin sloganlarıyla ekstra kampanyalar yapıp daha yüksek kazançlar vaat etti, gitmeden son kez büyük parayı işte böyle topladılar. Bu aşamada Mehmet Aydın çoktan yurt dışına kendini ve 510 milyon TL'yi kaçırmıştı. Çok geçmeden olay patladı, bütün haberlerde Çiftlik Bank vardı.
Piramit sistemi ve saadet zinciri tespit edilen bir çok şirkete soruşturma açıldı. Yüzlerce şirket kapatıldı, hesaplarına el koyuldu, yetkilileri tutuklandı (tabi kaçmadıysa). Yüz binlerce kişi mağdur oldu. Arkasında büyük bir enkaz bıraktı.
Yüksek kazanç vaat eden bu tarz saadet zinciri ve titan gibi oluşumlara karşı artık halkımız ve devletimiz gerekli dersi çıkarmıştır ve bu olayların tekrarlanmaması için gerekli tedbirleri alınması elzem bir konu haline gelmiştir.
Bu konuya henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...