Koronavirüs sonrası yeni Dünya

Koronavirüs sonrası yeni Dünya

Birkaç ayda Tüm Dünyayı etkisi altına alan, 6 milyona yakın insana enfekte olan bir virüs ne hale getirdi bizi ? Eminim hepiniz pandemi dönemi nedeniyle yaşadığımız şu ilginç dönemin belirsizlik ve sorularını sorguluyoruz.

Ekonomik etkileri

Turizm ve uluslararası ticaret faaliyetleri salgından ilk etkilenen alanlar oldu. İlk önce kendilerini dış dünyaya kapatan ülkeler, ardından da ülke içerisinde kapanma önlemlerini devreye soktular. Bu durum başta hizmet sektörü olmak üzere pek çok alanda insanların harcamalarını ve ihtiyaçlarını değiştirdi. Her açıdan darbe almaya başlayan global ekonomik dengelerden gelen çatırtı sesleri her geçen gün arttı.

Mart 2020’de yapılan bir çalışmada, G20 ülkelerinin gayri safi yurt içi hasıla büyüme oranı tahminleri 2020 için yüzde 3,2‘den yüzde 2,7‘ye düşürüldü. Bazı ekonomistlere göre, salgının gayri safi yurt içi hasıla üzerindeki etkisi bundan da yüksek olacak. Yine bir başka çalışmada, salgın sebebiyle küresel ölçekte gayri safi yurt içi hasılada yaşanacak kayıp en iyi senaryoda 76 milyar dolar, ortalama senaryoda 155 milyar dolar ve en kötü senaryoda ise 346 milyar dolar olarak öngörüldü.

Ülkemizde son durum nasıl?

Artan sosyal izolasyon, yalnızlık, sağlık kaygısı, stres ve ekonomik kriz insanların zihinsel sağlığına ve esenliğine zarar vermesine ortam yaratıyor. Sanayi üretiminde kapasite kullanımı Nisan ayında %61,9‘a geriledi. Bu oran 2007’den beri gördüğümüz en düşük oran. Tüketici güven endeksi Nisan ayında 54,9‘a geriledi. Bu seviye 2004 yılından beri görülen en düşük seviye. İhracat rakamları Mart ayında %18 geriledi. İSO’nun açıkladığı ihracat iklim endeksi 2008 krizindeki seviyelerin bile altına indi. Şubat başında 90 milyar doların üzerinde olan brüt dolar rezervi 17 Nisan itibariyle 54 milyar dolara geriledi.

Peki bu korona virüsün hiç mi bize kazandırdığı güzel bir şey yok?

Bir süredir dünya iklim, doğa, kaynaklar, insan nüfusu ve gelir farklılıkları açısından bir çıkmazdaydı. Korona salgını sebebiyle ya da bahanesiyle aslında bir süredir var olan bu problemlere çözüm olarak alternatif bir dünya modeline geçildiğini görmekteyiz.

Dünyadaki tüm savaşlar durdu. Yanı başımızda Suriye'de devam eden bu güne kadar 6 milyona yakın insanın öldüğü, 14 milyon insanın evini terk etmek zorunda kaldığı bir savaş vardı. Daha düne kadar ne akan kandan ne Akdeniz'de boğulan çocuklardan ne de Avrupa sınır kapılarında zulüm gören mültecilere karşı Dünya üç maymunu oynuyordu. Ne yazık ki bu durum Sadece Suriye ile de sınırlı değil. Ortadoğu'da ve Afrika'da devam iç savaşlar, tüm dünyadaki terör faaliyetlerini hiçbir şekilde hiçbir güç durduramamıştı; ta ki covid-19'a kadar...

İnsanlar evlerine kapanınca doğa rahat bir nefes aldı. Hayvanları öldürmedik, doğayı katletmedik, denizleri havayı kirletmedik. Sanayi salınımları ve atıkları azaldı. Adeta doğa içinde güzel bir bahar temizliği oldu. İ

nsanlar kendilerine zaman ayırma fırsatı buldu. Dünya koşturmasına bir ara verince ailesi olduğunu hatırladı. Yeni aktiviteler, kitaplar, filmler, yemekler keşfetti. Beden dinlendi, ruhsal bir dinginlik yaşadı.

İnsanoğlu kendini kaybettiği tüketim çılgınlığına bir ara vermek zorunda kaldı. insanlar artık alışveriş yaparken ‘olsa iyi olur‘ seviyesinden ‘kesinlikle almalıyım‘ seviyesine gerilediler. Bütün zamanlarını evde geçiren insanlar kıyafet ve kozmetik gibi harcamalar yapmak için motivasyonlarını kaybettiler.

Lüks tüketim azaldı, yatırımlar ertelendi. İnsanlar daha az harcamaya başladı temel ihtiyaçlara talep arttı.Tüketim alışkanları değişmeye başladı. Lüks alışveriş ve ihtiyaç fazlası tüketim ile doğaya bıraktığımız kalıcı zararlar gezegenimizde ciddi tehditler oluşturmaya başlamıştı. Hiçbir şey borçlu ve mutsuz insanları tatmin etmiyordu. Şimdi evde kalarak minimal hayata belki mecburiyetten de olsa alışmaya hatta sevmeye başladık. Baktığımızda kullanmadığımız birçok eşyamız varmış. Boşa giden bir sürü zamanımız, paramız ve enerjimiz varmış.

Korona virüs sonrası bizi neler bekliyor ?

İş gücünün yetersiz ve riskli olduğu sektörler başta olmak üzere hayatımıza robotlaşma hızla entegre olmaya başladı. Bunun yanı sıra bir süredir hazırlığı yapılan ve uygulanması mümkün olduğu halde yaygın olarak uygulanmayan online eğitim hizmetlerine korona salgını ile hızlıca ve mecburi bir geçiş sağlandı. 2-3 ay içerisinde okullardaki formal eğitimin yanı sıra sosyal medyanın da yardımıyla spor, dans, çizim, iş ve kariyer gibi birçok alanda bireysel ve kurumsal eğitimler verilmeye başladığını görüyoruz. Eğitimin yanı sıra artan talep doğrultusunda hizmet ve alışveriş sektörü hızlıca online sisteme geçiş sağladı ve bu kanaldan devam edeceğe benziyor.

Çölleşme, tarım için elverişsiz topraklar ve iklim değişikliği nedeniyle yaşamın zorlaştığı yerlerde  iklim göçleri yaşanması bekleniyordu. Bu ve benzeri göçleri engellemek için de Suriye ve mülteci sorunu örneğinde görüldüğü gibi ülkeler sınır politikalarını ve göçmen politikalarını salgından önce (brexit) sıkılaştırma eğilimindeydi ve salgınla birlikte hızlıca ve mecburi olarak ülkelerin birçoğu sınırlarını kapattı.

Endüstri devrimi ile bilim ve teknolojiyi temel alarak günümüz düzeninin kurulmasında ve şekillenmesinde büyük rol oynayan Avrupa’nın ve korona virüsten önce ekonomik krizlerle çatırdamaya başlayan Avrupa Birliğinin pandemi sürecinde işbirliği ve yardımlaşma içinde olmaması ve ayrılıklar yaşadığını görüyoruz. Çek Cumhuriyetinin italya’ya gönderilen sağlık malzemelerine el koyması ya da salgından ciddi anlamda etkilenen italya'ya Avrupa ülkelerince destek verilmemesi bu durumun örneklerinden. Benzer tıbbi malzeme hırsızlıklarına, ülkeler liderler arasındaki sataşmalara ve çatırdamalara fazlasıysa şahit olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Tüm bunların etkisiyle uluslararası örgüt ve kurumlara da güven ve desteği azalmaya başladı.

Korona virüs sonrası yeni Dünya düzeni gibi kimsenin dilinden düşürmediği komplo teorilerinden sizde sıkılmışsınızdır. Ancak şöyle bir gerçek var ki covid-19 neredeyse tüm ülkelerin ve insanların; ekonomisini, psikolojisini, yaşamını, alışkanlarını etkiledi. Virüsle ilgili hala öngörülemeyen belirsizlikler oldukça bugün her şey bitti yarın her şey eskisi gibi devam edecek dememiz mümkün değil. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını gösteren gelişmeler bize yeni bir Dünyanın sinyalini veriyor. İster istemez bu duruma inanacak, alışacak ve kabul edeceğiz.

Bizi nelerin beklediğini yaşayarak öğreneceğiz...

 


Hasan ACAR | Kişisel Web Sitesi

YORUMLAR

    Bu konuya henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...

YORUM YAZ